Duyuru Çubuğu Tıklayın... II.Abdülhamit Tıklayın...
İyi Günler! - Aktif:
IP No : 3.17.186.218

Sayfa: 2.Abdülhamit
Bugün: 24 Ziyaretçi - 102 Tıklanma

MrOssi™ | Hayal Et Yeter | İnternetin Yeni Mekanı

2.Abdülhamit


Osmanlı padişahlarının otuz dördüncüsü ve İslam halifelerinin doksan dokuzuncusu.

Saltanatı: 1876-1908
Babası: Abdülmecid Han - Annesi: Tir-i Müjgan Sultan
Doğumu: 21 Eylül 1842 Vefatı: 10 Şubat 1918

Çok iyi bir tahsil görerek din ilimlerini ve Fransızcayı mükemmel bir şekilde öğrendi. Amcası Abdülaziz Han onu Mısır ve Avrupa seyahatlerinde yanında götürdü. Abdülaziz Han'ı tahttan indirip şehit ettiren, böylece Osmanlı Devleti'nde idareyi ele geçirin batı kuklası bazı paşalar, V. Murat'ın şuurunun bozulması üzerine, devlet işlerine karışmaması ve yalnız millet meclisinin çıkaracağı kanunlara göre hareket etmesi şartıyla, Abdülhamid Han'ı sultan ilan ettiler.

Tahta çıktığında Osmanlı Devleti tam bir bunalımın eşiğindeydi. Karadağ ve Sırbistan'da savaş aleyhimize dönmüş, Bosna-Hersek ve Girit'te ayaklanmalar çıkmış, mali kriz son haddine varmıştı. Bu arada sadrazam Mithat Paşa ve arkadaşlarının isteği üzerine 23 Aralık 1876'da Birinci Meşrutiyet ilan edildi. Ancak gayrimüslimlerin dahi yer aldığı Meclis-i Mebusan'ın ilk işi Rusya'ya harp ilanı oldu. 93 harbi diye tarihe geçen bu savaş, Osmanlı Devleti için tam bir felaket getirdi. Ruslar İstanbul önlerine kadar geldi. Bir milyondan fazla Türk, Bulgaristan'dan İstanbul'a hicret etti. Mütareke isteyen Sultan Abdülhamid, ilk iş olarak devleti parçalanma ve yok olma yoluna doğru götüren Meclis-i Mebusan'ı kapattı (13 Şubat 1878) ve devlet idaresini eline aldı. Ayastefanos antlaşması ile Osmanlı Devleti Makedonya, Batı Trakya, Kırklareli, Kars, Ardahan ve Batum'u kaybediyordu. Ancak İngiltere ile anlaşan Abdülhamid Han, Kıbrıs'ın idaresini onlara bırakmak şartıyla, yeniden topladığı Berlin Konferansı'nda kaybedilen toprakların bir kısmına sahip oldu.

Abdülhamid Han büyük meseleler karşısında bunalan Osmanlı Devleti'ni bundan sonra dahiyane bir siyaset, adalet ve fevkalade bir kudretle yönetti. Düyun-u Umumiye idaresini kurarak iki yüz elli iki milyon tutan devlet borçlarını yüz altı milyona indirdi. Memlekette büyük bir imar faaliyeti ile eğitim ve öğretim seferberliği başlattı. Çoğu şahsî parasından olmak üzere cami, mescit, mektep, medrese, hastane, çeşme, köprü vs. gibi toplam 1552 eser yaptırdı. Ülkenin dört bir yanını demiryolu ile döşedi. Yunanlıların Girit'te isyan çıkarıp, Türkler arasında toplu katliamlar yaptırmaya başlamaları üzerine, Yunanistan'a harp ilan etti. Alman kurmaylarının altı ayda geçilemez dedikleri Termopil geçidini 24 saatte aşan Osmanlı ordusu, Atina önüne vardı. Yunanistan'ın tamamen Osmanlı eline geçeceğini anlayan Avrupalı devletler, sulha zorladılar ve bunda muvaffak oldular.

Yahudilerin Filistin'de bir cumhuriyet kurma teşebbüslerinin karşısına çıktı. Onların Osmanlı borçlarını bütünüyle silelim tekliflerini reddetti. Bu toprakların kanla alındığını, asla terk edilemeyeceğini sert bir dille bildirdi. Filistin topraklarının yahudilere satılmaması için gerekli tedbirleri aldı. Doğu Anadolu'da Ermeni hareketlerine karşılık Hamidiye alaylarını kurdu ve bölgede asayişi temin ile Osmanlı hakimiyetini pekiştirdi.

Sultan Abdülhamid Han'ı tahttan indirmeden Osmanlı Devleti'ni parçalamanın ve İslam'ı yok etmenin mümkün olmadığını gören bütün iç ve dış düşmanlar bu Türk hakanına karşı cephe aldılar. Bir taraftan Sultan'ı gözden düşürmek üzere her türlü iftira ve kötüleme kampanyaları yaparlarken, diğer taraftan suikastlar tertip ettiler. Ermeni asıllı Fransız yazar Albert Vandal'ın "Le Sultan Rouge=Kızıl Sultan" şeklinde ortaya attığı iftiraları aynen alan bazı gafiller, ansiklopedilere bunları yazarak genç nesilleri aldattılar.

Bu arada Padişah'ın devlet idaresinde nüfuzunu kırmak isteyen batılılar, İttihat ve Terakki mensuplarını kışkırtarak 23 Temmuz 1908'de İkinci Meşrutiyeti ilan ettirdiler. Böylece otuz yıl durmuş olan facialar tekrar başladı. 31 Mart Vakası sebebiyle İttihat ve Terakki ileri gelenleri tarafından tahttan indirilen Abdülhamid Han, Selanik'e gönderildi (27 Nisan 1909). 10 Şubat 1918'de Beylerbeyi Sarayı'nda vefat eden Abdülhamid Han'ın naşı Çemberlitaş'ta dedesi Sultan II. Mahmut'un türbesindedir.

II. Abdülhamit Han'ın güzel ahlakı, dine olan bağlılığı, edep ve hayasının derecesi, akıl ilim ve adaletinin çokluğu, milleti için gece-gündüz çalışması, düşmanlarına bile iyilik yapması, ciltler dolusu eserlerle anlatılmaktadır. Onun tahttan indirilmesinin üzerinden 10 yıl geçmeden imparatorluğun dörtte üçünün elden çıkması, memleketi 33 yıl nasıl idare ettiğine en açık delildir. Yine Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesiyle beraber kan gölü haline çevrilen Ortadoğu'da hala huzur tesis edilememiş olup, Arap alemi siyonizmin oyuncağı haline gelmiştir.

ULU HAKAN NELER YAPMADI Kİ!
İşte Cennetmekan Abdülahmit Han'ın yaptığı hayırlı hizmetlerden bazıları:
1. Hindistan Cava Afganistan Çin Malezya Endonezya Açe Zengibar Orta Asya ve Japonya'ya elçiler ve din adamları gönderdi.
2. Dünyanın ilk dişçilik okulunu kurdu.
3. Paris'te İslam Külliyesi kurdu.
4. Çinlilere karşı Doğu Türkistan'a gönderdiği askeri yardım ile Orta Asya Müslümanlarını örgütledi.
5. Kudüs-Yafa Ankara-İstanbul ve Hicaz demiryollarını yaptırdı.
6. Cami yaptırdığı her köye bir de okul açtı.
7. Modern matbaa makinelerini Türkiye'ye getirtti ücretsiz kitap dağıttırdı 6 bin kitabın çevrilmesini sağladı.
8. Beyazıt kütüphanesini kurup 10 bini el yazması olmak üzere tam 30 bin kitap bağışladı.
9. İlk defa elektriği ve gazı getirdi.
10. Ziraat Bankası'nı kurdu.
11. Dünyanın ilk torpido atan denizaltısını tamamen kendi parası ile yaptırdı.
12. Israrla yerli kumaş giydi Hereke bez fabrikası ve Feshane'yi kurdu.
13. Mezuniyet törenlerinde öğrencilere hediye kitap gönderdi. Yoksul halkına kendi cebinden ödeyerek kömür dağıttı.
14. Yalova Termal kaplıcalarını kurdurdu.
15. Terkos'un sularını İstanbul'a taşıttı.
16. İlk modern eczanemizi açtırdı.
17. İlk otomobili getirdi ve 5 bin km karayolunu yaptırdı.
18. Dünyanın ilk metrolarından birini Karaköy-Taksim arasına yaptırdı atlı ve elektrikli tramvaylar kurdu.
19. Arkeoloji müzeciliğini başlattı.
20. İlk kuduz hastanesini (İstanbul Darü'l-Kelb Tedavihanesi) açtırdı.
21. Teselya savaşı sürerken saraylı hanımlara askerler için çamaşır diktirdi yaralı askerler için bizzat kendi eli ile koltuk değneği yaptı.
22. Midilli adasını eşi Fatma Pesend Hanım'ın şahsi mülkünden ısrarla verdiği para ile Fransızlardan geri aldı.
23. Yıldız Çini fabrikasını Beykoz ve Kağıthane kağıt fabrikalarını kurdu.
24. Pekin'de Üniversite kurdurdu.
25. Toplu sünnet merasimleri yaptırıp her bir çocuğa çeyrek altın gönderdi ve bu yüzden yaz aylarında toplu sünnetlerin yaygınlaşmasını sağladı.
26. Kendi el emeği ile kazandığı ve biriktirdiği parasından bir kısmını her sene borç yüzünden hapse düşenleri kurtarmaya tahsis etti.
27. Her yıl 30 bin saksı satın alıp çiçek ektirdi.
28. İzmir limanına izinsiz giremeye kalkan ABD savaş gemisini top ateşine tutturdu.
29. Kendi elleri ile yaptığı marangozluk eşyalarını özellikle gazilere hediye ederdi.
30. Kendisine yapılan bombalı suikasti düzenlemesine rağmen Ermeni katili affedip Avrupa'da hafiyelik yapmaya gönderdi.
31. Daha sonra Çanakkale Savaşı'nda kurtarıcımız olacak topları yaptırdı.
32. Sadece Anadolu'da 14 bin ilkokul açtı.
33. Telefonu Avrupa ile birlikte ülkemize getirtti.
34. Peygamberimize dinimize veya Osmanlı'ya hakaret içeren oyunları Fransa İngiltere Roma ve ABD'den kaldırttı.
HAKARET EDENLER DAHA SONRA ÖZÜR DİLEDİ
Sultan İkinci Abdülhamid Han 1905 yılının Temmuz ayında Ermeni komitacıların kendisine düzenlediği bir suikast girişiminden 1 dakika 42 saniyelik bir gecikmeyle kurtulmuştu. Şair Tevfik Fikret ise bunun üzerine Ermeni komitacılara olan sitemini ve Padişah'a olan kinini şu dörtlükle ifade etmişti;
“Ey şanlı avcı damını bi Hüda kurmadın
Attın fakat yazık ki yazıklar ki vuramadın.
Dursaydı bir dakikacağız devr-i bi-sukun
Bir hayır olurdu misli asırlara geçmemiş.”
Rıza Tevfik Bölükbaşı ise Abdülhamid Han'ın vefatından sonra Sultanı anlamış ve Sultan Abdülhamid Han'ın ‘Ruhaniyetinden İstimdat' adlı şiirinde Ulu Sultan'ın ruhundan şöyle helallik istemişti:
“Nerdesin şevketlim Sultan Hamid Han?
Feryadım varır mı bargahına?
Ölüm uykusundan bir lahza uyan
Şu nankör kulunun bak günahına.
Tarihler ismini andığı zaman
Sana hak verecek ey koca Sultan;
Bizdik utanmadan iftira atan
Asrın en siyasî Padişahına.
Divane sen değil meğer bizmişiz
Bir çürük ipliğe hülya dizmişiz.
Sade deli değil edepsizmişiz.
Tükürdük atalar kıblegahına.
Lakin sen sultanım gavs-ı ekbersin
Ahiretten bile himmet eylersin
Çok çekti şu millet murada ersin
Şefaat kıl şahım mededhahına.”



Vaktiyle İttihat ve Terakki fırkasının içinde Abdülhamid Han'a düşmanlık eden Filozof Rıza Tevfik ve Süleyman Nazif pişmanlıklarını aşağıdaki şiirliri ile dile getirmişlerdir.


Tarihler adını andığı zaman,

Sana hak verecek hey Koca Sultan,

Bizdik utanmadan iftira atan,

Asrın en siyasî Padişahına.

(Rıza Tevfik)

-------------------------------------------------------

Padişahım gelmemişken ya da biz,

İşte geldik senden istimdada biz,

Öldürürler başlasak feryada biz,

Hasret olduk eski istibdada biz.

(Süleyman Nazif)




http://www.arastiralim.com/wp-content/uploads/2008/02/2-abdulhamid-2.jpghttp://alanyanet.com/haberler/abdulhamit.jpg



Sayfamızı beğenmeyi unutmayın :)
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol